Merhaba;

Evet… Bugüne kadar neler yaptık bir bakalım.

-          Swot analizi yaptık. + ve – ‘lerimizi gördük. Düzeltmek ve daha iyi şeyler yapmak için çaba gösterdik.

-          Beyni yakından inceledik hem teknik hem de işlevsel olarak. Nasıl kullanabiliriz bir baktık. Gelişimini konuştuk.

-          Duygusal zeka (EQ) nedir, nasıl yönetilir ve geliştirilir öğrendik. Hem de bayağı detaylı, testler bile çözdük.

Eee şimdi ne yapacağız?

Kendimizi nasıl motive ederiz biliyor muyuz?

O zaman başlayalım…

Günü yaşa, anda kal tabirini duymuşsunuzdur. Hatta şarkılara, filmlere konu olmuştur.

CARPE DİEM…



Biz günü yaşamayı bilmiyoruz. Bir şey başımıza gelince ceddimize kadar endişe ediyoruz. Ona ne olur? Bu ne düşünür? Yok geleceğim yok gelmemişim.

Halbuki o anda kalsak sorunu orada çözeriz. Uzamaz. Soruna o kadar odaklanıyoruz ki tıkanıp kalıyoruz. Sonra verimsiz olmaya başlıyoruz. Yıpranıyoruz. Ve saatlerce belki günlerce kafa patlatıp bir yere varamıyoruz.

Ya da sorunu düşünmek yerine geriye çekilip bir derin nefes alsanız.

Şöyle düşünün; ortamı sis bürümüş, siz bir çıkış yolu arıyorsunuz. Ama göz gözü görmüyor ve endişe içinde sağ sola gidiyorsunuz. Başınıza her şey gelebilir.

Halbuki bir dursanız, nefes alsanız. Sis dağılsa, önünüzü daha net görseniz. Çıkış yolu için çözüm üretseniz…

Bal bal… 😊

Ben ne olursa olsun ne gelirse gelsin başıma bir nefes için zaman ayırırım. Bu konuların büyüklüğüne göre değişiyor. Sorun küçükse ve acil çözülmesi gerekmiyorsa, ayaklarımı uzatırım, sırtımı dayar, kahvemi de alırım ve düşünürüm.

Ama sorun büyükse ve o an çözülmesi gerekiyorsa bir adım geri çekilir, derin bir nefes alır, çözüme odaklanırım. Bu bana hem zaman kazandırıyor hem de ilişkilerimin kötü hale gelmesini engelliyor. Öfke ile kalkan, zararla oturur demişler. Aldığınız o tek nefes oksijenin beyne gitmesini sağlıyor ve sis dağılıyor.

Yapacağınız işleri sıraya koydunuz. En zoru ile başlayın ki güçlü enerjiniz o işi bitirmenize yetsin. Ertelediğinizde iş gözünüzde büyüyecek. Kalan sevdiğiniz işlerle günü bitirin ki akşam eve enerjili gidin.

Rutin giden hareketlerinizi değiştirin. İşe aynı yoldan gitmeyin. Hep peynirli poğaça yiyorsanız, arada peynirli tost deneyin. Yaptığınız en küçük değişiklik bile beyne sinyal verir. Otomatik pilottan çıkartır sizi. Beynin tembelleşmesini durdurursunuz.

Hadi haftaya devam edelim.

Kendinize iyi davranın…

https://dostgazetesi.com/

Yorumlar

Popüler Yayınlar